İnsan olarak yaşadığımız olaylar içerisinde evrilip gidiyoruz; yaşadığımız olaylar bizi şekillendiriyor; düşüncelerimiz bu çerçevede gelişiyor; davranışlarımızı yaşadıklarımızın etkisi ile gerçekleştiriyoruz. Sahip olduğumuz mesleklere bağlı olarak günlük hayatımızı düzenliyoruz. Ve sonunda herkes bilinçli ya da bilinçsiz bu hayatın içerisinde bir koşturmaca içinde gidiyor. Hep iyi yaptığımızı zannediyoruz; Çünkü Kur’an-ı Kerim’de insan fıtratı ile ilgili “Biz insana yaptığını beğendirdik” hükmü var. Böyle olmasa belki insan kendisi ile çelişkiye düşecek ama genelde çelişkiye düşmeden doğru da yapsak yanlış da yapsak yaptığımızı savunuyoruz.

Bir filmi ya da dizi filmini izlerken kendimizi olayların akışına kaptırıyoruz; her an ne olacak diye merak ederek heyecanla olayları takip etmeye çalışıyoruz. Halbuki filmin senaristi, yazarı hangi olayın arkasından ne geleceğini ve filmin nasıl biteceğini biliyor ve o belki de bir köşede kahvesini yudumluyor. Biz ise bir meçhul içinde heyecandan heyecana sürükleniyoruz.

Daha önceleri, Tunus’ta Muhammed Buazizi’nin kendini yakması ile başlatılan Bahar dediğimiz bir serüven bugünlerde George Floyd isimli bir Afro-Amerika’lının bir Amerikan polisi tarafından öldürülmesi ile Amerika’da da yaşanıyor. Siyahiler için sürekli tekrar eden öldürülme ve sonunda yargılanmama durumu çekilemez hale geldi. Buyurun size Amerikan Baharı ya da Afro-Amerikan baharı. “Men dakka dukka.Eden bulur. Başkasının kapısını kötü niyetle çalanın kapısı çalınır. Şimdi bu baharın sonucu nereye gider bilemiyoruz ama şu var ki gerek kişi bazında gerek aile bazında gerek toplum bazında bu gelgitler hayatın bir kuralı olarak her yer ve zamanda devam ediyor. Tarih tekerrürden ibarettir, hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi diyor Mehmet Akif. Kuran-ı Kerim’de Allahu Teala “Zamanları döndürürüz” buyuruyor. Bunun anlamı, ister birey, ister kurum, ister toplum, ister ümmet düzeyinde hangi düzeyde olursak olalım, hayatı iniş ve çıkışlarla yaşıyoruz. Hiç kimse bundan müstağni değil, kimse bunun dışında kalmıyor.

Corona virüsü nedeniyle bütün dünya aklına hayaline gelmeyecek bir süreçten geçiyor. Birkaç ay önce olsa belki böyle bir şeyi düşünmemiz pek mümkün olmayabilirdi ama oldu. Bugün bütün dünyanın insanları yüzlerinde maske ile birbirinden uzak mesafede hayatını sürdürmeye çalışıyor. Demek istediğim şey şu: İnsanoğlu her zaman ve mekanda bir şekilde imtihan sürecinde. Kim olursa olsun. Bu imtihanda iniş de var çıkış da, zorluk da var kolaylık da. Hiç kimse, pehlivan güreşlerinde seslenilen “Altta kaldım diye yerinme, üste çıktım diye sevinmesin”prensibini unutmasın.

Zamanımızın süper güçlerinden Amerika’da neler olduğunu şu an biz görüyoruz ama tarih sürecinde filmin hangi dakikasındayız bilmiyoruz. Onun için her zaman yeni iniş ve çıkışlara hazır olmamız gerekiyor. Müslüman ve inançlı olmak bu konuda bize güç veriyor. Çünkü biliyoruz ki Allah zamanları döndürüyor. Arap baharı, şu baharı, bu baharı, insanlara ümit vererek kendi toplumlarında zalim bir şekilde masum insanları birbirlerine kırdıranlar, özellikle bunu Filistin, Afganistan, Irak ve Suriye gibi Müslüman ülkelerde yaparak milyonlarca masum insanın kanına girenler, bugün bir başka Bahar’la kendileri de karşı https://twitter.com/redfishstream/status/1267073026614493184?s=20karşıya kaldılar. Aslında bu, bir Sünnetullah yani ilahi bir kanun. Onlar da biz de bir başkası da benzer serüveni yaşayacak. Ama sebepler önemli, kendi ellerimizle işlediklerimiz bize fatura olarak dönüyor. Vücudumuzdaki sağlık da öyle değil mi? Hastalandığımız zaman öldük, bittik, mahvolduk diyoruz iyi olduğumuz zaman, “Tutmayın bizi” diyerek önceki durumumuzu unutuyoruz. Aslında her zaman her türlü durumla karşı karşıya kalabiliriz ve her türlü duruma karşı hazır halde olmalıyız.

Ülkemizin kendi tarihine baktığımızda hemen hemen her siyasi görüş iktidara geldi. Adalet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Doğru Yol Partisi, Anavatan Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, DSP, SHP Refah Partisi, AK Parti ve diğerleri. Sağcısı solcusu, inançlısı inançsızı iktidara çıktı ve indi. Ve bu süreç kıyamete kadar devam edecek ama sonuçlar bizim yapıp ettiklerimiz ile şekilleniyor. İlahi kural böyle. Şeyh Sadi Şirazi der ki “Ey insan, dünyaya geldiğin zaman çekeceklerinden dolayı sen ağladın, sen geldin diye başkaları sevindi güldü; giderken de çektiklerinden kurtulduğun için sen sevindin, sen gittin diye başkaları ağladı.” Bilmeliyiz ki hayat uzun ince bir yoldur, giden geri gelmemektedir, bu dünyada herkes kendi rolünü oynamakta ve oynadıktan sonra sahneden inmektedir. Bu sahnede ve bu yolda inişler ve çıkışlar vardır, altta kaldığımız için yerinmemeli, ümitsiz olmamalı, üste çıktığımız zaman da kendimizi kaybedip böbürlenmemeli, her ihtimale karşı her zaman hazırlıklı ve sakin olmalıyız. Çünkü gündüz gece, yaz ve kış gibi insanın yaşadığı olaylar da sürekli dönüyor ve değişiyor. Ve her ikisi de normal bir durum.

Elimize imkanlar geçtiği zaman şımarmamalı, imkanlar elden çıktığı zaman öldük bittik, mahvolduk, yok olduk dememeliyiz; her zaman tedbirli ve her zaman hazırlıklı olmalıyız. Hiçbir zaman zalim değil, her zaman adil olmalıyız. Unutmayalım Allah zamanları döndürür, ama zorluklar da kolaylıkla beraberdir. Yeter ki olaylardan ve yaşadıklarımızdan gerekli dersleri çıkarabilelim. 

Tags:

No responses yet

اترك تعليقاً

لن يتم نشر عنوان بريدك الإلكتروني. الحقول الإلزامية مشار إليها بـ *